27 Eylül 2007 Perşembe

26 Eylül 2007 Sulukule'de Basın Açıklaması

"SULUKULE'Yİ YOK ETMEK DEĞİL, KURTARMAK GEREKİR

Yıllardan beri tarihi zenginlikleri ortadan kaldırılmaya çalışılan, dünya kültür merkezlerinden biri diye öğündüğümüz ve 2010 yılında Avrupa kültür başkenti olarak ilan edilen İstanbul, şimdi de neşesini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya."Sulukule'yi kurtarmak gerekir" diyerek 5 gün önce başlattığımız imza kampanyasına Hüsnü Şenlendirici, Meltem Savcı'dan, Prof.Dr Türkel Minibaş'a kadar birçok sanatçı ve yazarın yanı sıra öğrenci, sekreter, şehir planlamacı, turizmci gibi mesleklere sahip olan yüzlerce kişi, tarih, Sulukule ve müzik için imza verdiler.

Sulukule’yi kurtarmak gerekir, neden mi?

Geçen hafta Sarmaşık Caddesi'nde 4 katlı bir bina yıkıldı ve orada yaşayan 40 yıldır Sulukule'de oturan 3 kiracı aile sokakta kaldı, akrabalarının yanına taşınmak zorunda kaldılar.

Bu ne acele ki kentsel yenileme projesi henüz onaylanmadan SİT alanı olan bir bölgede hangi hukuka dayanarak evler yıkılıyor?

Sulukule'de bu durumda olan yaklaşık 500 kiracı var, İstanbul'un öbür ucuna Taşoluk'a gönderilmek isteniyor. Sulukule'de kiracı ailelerin aylık geliri 300-400 ytl arasında değişiyor, kiralar ise Sulukule'de 20-100 ytl arası. Sulukule'deki kiracılar, Taşoluk'ta TOKİ'nin taksitlerini ödeyemeyecek kadar yoksullar. Bu proje uygulanırsa yüzlerce kiracı aile sokakta kalacak.

Onlar "biz bu mahalleye kiracısı-evsahibiyle sığıyoruz, yenilenecekse bizlerle yenilensin bizlerle birlikte rehabilite edilsin, bizim yerimizden edip, yerimize zengin elit tabakayı getirererek değil"diyorlar.

Sulukule 1. Etap denilen bölgede aileler evlerini belediyeden 5-10 bin ytl daha fazla verdiği için şirketlere bireylere satmak zorunda kaldı. Yalnızca 5-6 aile var belediye ile uzlaşabilen. Yani burada kalma ihtimali olan.

Kamulaştırma korkusu ve tehdidiyle evlerini satmak zorunda kaldıklarını söyleyen ailelerin evleri şimdi yeni sahiplerinin ellerinde. Bu sahipler gazetelere ilan veriyor şimdi Sulukuleliler' den aldıkları evlerin 10 metrekaresini 150 bin ytl ye satıyorlar.
Bu proje kentsel yenileme mi, kentsel rant mı, yoksa bin yıllık sahiplerini sürgün etme projesi mi?

Sulukule uzun yıllar İstanbul’un en önemli eğlence merkezi olma özelliğine sahip oldu. Sulukuleliler 1969’larda dernek kurarak 1. Uluslararası Çigan Festivalini gerçekleştirdiler, dönemin Turizm Bakanlığı burayı olduğu gibi koruyalım diyordu.O zamanlar 300’e yakın müzisyen sanatçı Sulukule’de çalışıyordu. Bugün hala pek çok müzisyen aile Sulukule’de oturuyor.

Toki, Fatih ve İstanbul Büyük Şehir Belediye’lerinin hazırladıkları yenileme projesine göre mahalle, bir kültür ve bu tarih artık İstanbul’un haritasından silinecek. Yenileme alanına giren bölgede Roman ve Roman olmayan ve yıllardır birlikte yaşayan toplam 5000 kişinin akıbeti belli değil. Çoğunun bölgede yaşama ve kalma şansı olmayacak. Ekonomik bakımdan çoğu yoksullaşmış 5000 kişi, burada akraba, komşuluk ve dayanışma ilişkileri ile yaşantılarını sürdürürken, yer değiştirdikleri takdirde çok ağır ekonomik ve sosyal koşullarla karşı karşıya kalacaklar, özellikle çocuklar bu durumdan olumsuz etkilenecekler.
Halbuki, günümüzün olanaklarıyla, Neslişah, Hatice Sultan ve Sulukule Mahalleleri, sosyal ve kültürel yapıları korunarak, mahallelinin yaşam koşullarının iyileştirilerek, istihdam olanakları yaratılarak, İstanbul’un kültürel yaşamının en etkili merkezlerinden birisi olabilir. Ne yazık ki Belediye'nin projeyle ilgili yaptığı açıklamalarda bu konuyu bölgeye koyacakları" iki fayton ve müzisyen" ile çözebileceğini dile getirmesi de düşündürücüdür. Sulukule'nin yeni sokaklarında yeni sahipleri için getirilen bu yüzeysel, göstermelik çözüm ile mevcut kültürün ve bölgedeki uzun yıllar süregelen mahalle hayatının
sürekliliğinin sağlanması da mümkün değildir.

Bölge için daha detaylı bilimsel sosyal analiz ve çalışmalar yapılarak, çok boyutlu Alan Yönetimi ile plan ve proje çalışmaları yapılabilir. Bölgenin rehabilitasyonuna yönelik sosyal, sağlık ve eğitim hizmetleri sunacak merkezler kurulabilir. Hiç kimse yerinden edilmeden gençler ve çocuklar için bölgenin potansiyeline ve kültürüne uygun eğitim olanakları sağlanabilir.

“Neslişah ve Hatice Sultan (Sulukule) Mahalleleri Yenileme Projesi; henüz daha onaylanmadan uygulanmaya konulması ve bu uygulamaların mahalleye ve mahalle sakinlerine olan etkileri ,

-Türkiye’nin 2006 yılında imzalamış olduğu Kültürel Miras Konvansiyonu’na ve Avrupa Kültür Başkenti amaçlarına ve Türkiye'nin başvuruyu yaparken belirttiği uygulama taahhütlerine ,
- 20 Mayıs 2005 tarihli Viyana Memorandumu'na,
- Türkiye'nin 21 Ocak 2006'da imzaladığı Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi'ne,
- Ekim 1985 tarihinde Granada’da imzalanmış olan “Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi'ne,
- Avrupa Mimari Miras Yılı (1975) kapsamında yayınlanan Amsterdam Bildirgesi’ne
-Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları’na
- TC Anayasası’na,
- 2863 no’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na,
-5366 no’lu kanunun uygulama yönetmeliğine,
- Belediyeler Kanunu’na,
-Rekabet Kanunu’na,
- Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu Ve Avrupa Kentsel Şartı’na,
- Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR )Sözleşmesi'ne,
- Unesco ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel yasalarına
- AB yerel yönetimler müktesabatı'na.

Ayrıca bu uygulama İstanbul'un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması için Avrupa Birliği yetkili organlarına Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile sunduğu taahütlerine,

ve Kamu Yararı’ na açıkça aykırıdır.

5366 no’lu Kanunun uygulanmasına Meslek Odaları’nın açtığı davalar ve bu mahallelerle ilgili alınan Acele Kamulaştırma Kararı’nın durdurulmasına ilişkin davalar henüz sonuçlanmamıştır. Bu şekliyle bir çok açıdan eksikleri olan Sulukule Kentsel Yenileme Projesi’nin hemen durdurulması ve içinde bölge temsilcilerinin ve konu ile ilgili kişi ve kurumların da olduğu geniş katılımlı bir komisyon ile birlikte değerlendirilmesi, sürdürülmesi gerekmektedir.

Sulukule yalnızca siyasal otoritenin medeniyet sınavı değil, yerel yöneticilerin, mimarların, şehircilerin de bir sorumluluk sınavı. Proje bugün bütün dünyanın artık terk ettiği tepeden inme, zorla düzenleme modelinin tipik bir örneği. Türkiye'nin, İstanbul'un gelecekte bu ayrımcı uygulamanın utancını yaşamasını istemiyoruz, vicdanı olan, bağımsız düşünen herkesi bu acil durum için sesini çıkarmaya;

Şehir Plancıları Odası’nı, Mimarlar Odası’nı, Konu ile ilgili Bilim İnsanlarını; Şehir Plancıları, Tarihçileri, Sosyologları, Psikologları, Antroplogları, Mimarları, Ekonomistleri, İşletme ve Kamu Yönetimi konusunda uzmanlaşmış kişileri, Hukukçuları göreve çağırıyoruz.

Aksi takdirde kentimizin merkezinde , gözümüzün önünde yapılan bu uygulamalar hakkında kimseye hesap veremeyecek bir duruma düşeceğiz.

Görsel ve yazılı medya’dan ricamız , mahallelilerin ve STK ların katılımı olmaksızın Fatih Belediyesi’nin tek taraflı kararları ve Yenileme Alanları Bölge Kurulu ile görüşmeleri ile şekillenen uygulama ve kararlarının takipçileri olmalarıdır.

Sulukule Platformu
Sulukule Roman Kültürü’nü Koruma ve Dayanışma Derneği
İnsan Yerleşimleri Derneği

Hiç yorum yok: